5 Haziran Dünya Çevre Günü

Doğal Çevrenin korunması amacı ile 1972 yılında İsveç’in Stockholm kentinde Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı toplandı. Bu toplantıda çevre sorunları ele alındı. Çevre kirlenmesine karşı üye ülkeler ortak çözüm yolları aradılar. Birleşmiş Milletler Çevre Konferansında 5 Haziran gününün Dünya Çevre Günü olması kararlaştırıldı. Her yıl Birleşmiş Milletler’e üye ülkelerde 5 Haziran Dünya Çevre Günü olarak değerlendirilir.

Ülkemizde Başbakanlığa bağlı Çevre Müsteşarlığı 5-11 Haziran tarihleri arasını Çevre Koruma Haftası olarak kabul etti. Haftanın amacı insanlık için Dünya’nın ve çevrenin önemini bir kez daha hatırlatmakdır. Her yıl çevre ile ilgili bir ana konunun belirlendiği etkinliklerin bu yıl teması 2011 yılının Ormancılık Yılı olarak seçilmesine destek verilmesi maksadıyla “Ormanlar: Tabiat Hizmetinizde” olarak belirlenmiştir.

Çevre kirlenmesi hepimizin günlük yaşayışını etkileyen bir olaydır. Uygarlığın gelişmesi ve endüstrileşme sonucu fabrikalarda insan gücüne ihtiyaç artmıştır. Kırlarda, köylerde, doğal çevrede yaşayan insanların kentlere göçmesiyle kent nüfusu önemli ölçüde çoğalmıştır. Kentlerde nüfusun artışı ve endüstrileşme ile birlikte çevre sorunları ortaya çıktı. Bu sorunların en önemlisi çevre kirlenmesidir.

Başlıca çevre sorunları su, hava ve toprak kirlenmesidir.

Su kirlenmesi ile deniz hayvanlarının yaşam ortamları bozulur. Kirli sularda avlanan balık ve öteki deniz ürünleri yenmemelidir. Böyle sularda yüzülmemelidir.

Hava kirliliği daha çok yakıtların gereği gibi yakılmaması sonucu ortaya çıkar. Kirli hava solunuma elverişsiz havadır. Kirli hava solunum yolları hastalıklarını artırır. Solunum organlarımızı yorar. Hava kirliliği ölümlere bile sebep olur.

Toprak kirlenmesi; çeşitli ilaç ve gübrelerle toprağın tarıma elveriş­siz duruma gelmesidir. Çiftçilerimiz; tarlada kullanacakları ilaç ve gübre çeşidini ziraat mühendislerine, teknisyenlerine sormalıdır. Hangi gübrenin hangi cins topraklarda yararlı olacağı bilinmektedir. Bu nedenle; ilgili uzmana danışmaksızın ilaç ve gübre kullanılmamalıdır. Toprak kirlenmesi toprağın verimini azaltır. Bitki hastalıklarını çoğaltır.

Sanayileşme ve kentlerdeki nüfus yoğunlukları, çevre sorunlarının artmasına sebep olmuştur. Bütün ülkelerin ortak sorunu haline gelen çevre kirlenmesi, günümüzde insan sağlığını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Ölümlere neden olan solunum yolu hastalıklarının çoğu hava kirliliği sonucunda olmaktadır. Balıklar, çevre kirlenmesinden en çok zarar gören canlıların başında gelir.

Sanayi atıkları, spreyler, yakıtlarla ortaya çıkan dumanlar, petrol ve ilaç atıkları, plastik ürünler, suni gübreler ve çöpler, çevre kirlenmesine sebep olan en önemli etkenlerdendir.

Çevre kirlenmesini, insanın doğaya verdiği zarar olarak da tanımlayabiliriz. Gelecek nesillere iyi bir çevre bırakmak için kirlenmeleri mutlaka önlemek, yeşil alanları ve hayvanları koruyup çoğaltmak gerekir. Bilinçsizce sağa sola attığımız plastik ürünlerin doğada 400 yıl kadar çürümeden kalabildiğini söylersek, karşı karşıya kaldığımız tehlikenin boyutlarını biraz olsun anlayabiliriz. Çevrenin kirlenmesini önlemek için üzerimize düşen görevleri mutlaka yapmalıyız.

Yaşanabilir ve temiz bir çevrede, mutlu ve sağlıklı bir ömür dileklerimle….

1.415 Okuma

Benzer Yazılar

YEŞİLAY BURSA ŞUBESİ GENEL KURULU YAPILDI

Yeşilay Bursa Şubesi Olağan Genel Kurulu 20/01/2019 tarihinde, saat 14.00 de Reyhanpaşa Kültür Merkezi – ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Tasarım: #drriza.com